Anonim Şirket Genel Kurul Kararlarının İptali Davalarında 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ("TTK") 446. Maddesinde Öngörülen ve Özel Dava Şartı Niteliği Arz Eden Muhalefet Şerhi Sunulması Gerekliliği
Bilindiği üzere 6102 sayılı Yasa'da sayılı sermaye şirketlerinden olan Anonim Şirketler TTK. 410 vd. Maddelerinde de açıkça düzenlendiği üzere toplantıya çağrı yetkili (Yönetim Kurulu- Tasfiye Memurları- Haklı Sebeplerin Mevcudiyeti Halinde Tek Pay Sahibi Tarafından Mahkeme Kanalıyla İzin Şeklinde- Azlık) kişiler tarafından önceden belirlenen ve ilan edilen gündem dahilinde Genel Kurul Toplantılarını gerçekleştirebilmektedir.
Genel Kurul kararlarından ya da işleyişinden hoşnutsuz olan ve bu kararların yine çeşitli hukuka aykırılık sebepleriyle (Yokluk- Butlan- İptal) geçersiz olduğunu düşünen pay sahipleri tarafından şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemeleri nezdinde hukuka aykırılığın türüne göre genel kurulun yoklukla sakat olduğunun- alınan kararların butlan nedeniyle geçersiz olduğunun ya da iptal şartları mevcutsa bunun tespiti istenerek Genel Kurul'da alınan kararların hükümsüz kılınabilmesini sağlayabilmektedir. Genelde ise bu tarz davalar iptal davasının sıkı usul şartlarından sıyrılmak maksadıyla terditli (kademeli) olarak açılmakta ve dava dilekçesinde önce yokluk veya butlan hallerinin araştırılması istenmekte, aksi kanaatte ise iptaline karar verilmesi talep edilmektedir.
Dikkat edilmesi gereken ilk ayrım ise eğer İptal sebepleri haiz bu davanın 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekirken, kararların butlanla ya da yoklukla sakat olduğu düşünülüyor ise bu davanın açılması için herhangi bir süre öngörülmemiştir.
Öte yandan bu yazının konusunu ilgilendiren asıl husus ise iptal davalarında aranan ve TTK 446. Madde ile birlikte getirilen "muhalefet şerhi"nin sunumu hususudur. Zira anılan kararların 445. Madde kapsamında sayılı eksiklikleri barındırdığını iddia eden ve toplantıya katılan pay sahibinin iptal davasını ikame etmesi için yalnızca anılan karara ret oyu kullanması yeterli görülmemiş ve toplantı esnasında anılan kararın oylanmasından sonra da muhalefetini tutanağa geçirme şartı aranmıştır. Aksi halde yalnızca toplantı esnasında ilgili gündem maddesinin oylanması sırasında ret oyu veren ancak oylamadan sonra muhalefetini açıkça tutanağa geçirmeyen kişi dönüp genel kurul tarihinden sonra 3 aylık hak düşürücü süre zarfı içerisinde yetkili ve görevli mahkemede iptal davası açsa dahi davanın esasına girilmeksizin özel dava şartı yerine getirilmediğinden ötürü davanın usulden reddi kararı ile karşı karşıya kalacaktır.
Yargı Kararları ve doktrinde muhalefet şerhinin 2 türlü verilebileceği de kabul edilmektedir. Bunlardan ilki; anılan gündem maddelerinin görüşülüp tartışılması akabinde yapılan oylamada ret ve/veya kabul oyu kullanan ve kullanmış olduğu oyun tersi yönde karar alınan pay sahibi bu ve her oylamadan sonra muhalefetini tutanağa geçirtebilecektir. İkinci yöntem ise; gündem maddelerinin görüşülmesinin akabinde yapılan oylamada ret/kabul oyu kullanacak, bu şekilde tüm gündem maddelerinin görüşülüp oylanması tamamlanacak ve en sonunda ise kendi oyu hilafına alınan kararlar aleyhine toplantı sonunda Divan Başkanlığı'na teslim edilmek ve tutanağa eklenmek üzere toplu bir muhalefet şerhi dilekçesi ile karara muhalif kaldığını belirterek TTK 446 da aranan özel dava şartını yerine getirebilecektir. Elbette bu yöntemlerden birisinin kullanılması yeterli olup her bir gündem maddesinin oylanmasından sonra muhalif olduğunu tutanağa geçirten pay sahibinin tekrardan toplantı sonunda toplu bir muhalefet şerhi dilekçesi sunması da gerekmemektedir.
Dikkat edilmesi gereken diğer nokta ise; gündem maddelerinin görüşülmesi sırasında söz alan pay sahibinin bu gündem maddesi görüşmeleri esnasında daha sonra alınacak karar aleyhine görüşler sunması ancak oylamadan sonra muhalefet şerhini sunmaması da geçerli bir muhalefet şerhi olarak kabul görmeyecektir. Zira gündem maddeleri sırasında yapılan açıklamalar karara değil öneriye muhalefet olarak kabul edileceğinden ötürü oylamadan önce yapılan bu muhalif açıklamaların muhalefet şerhi yerine geçeceği ve özel dava şartı koşulunu yerine getireceğinden de bahsedilemeyecektir.
Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise; toplu olarak (tüm gündem maddelerine yönelik) verilen muhalefet şerhi dilekçesinin toplantı başında mı yoksa oylamaların akabinde sonunda mı sunulduğu da önem arz etmektedir. Zira henüz toplantı başında, hiçbir oylama yapılmamışken Toplantı Divan Başkanlığı'na önden sunulan bu dilekçe de geçerli bir muhalefet şerhi olarak kabul görmeyecek ve davacının buna dayanarak açtığı dava da yine esasa girilmeksizin usulden reddedilecektir.
Yargıtay Kararları
KARAR 1 : T.C. YARGITAY HGK. E. 2020/11-662, K. 2022/1551 ve T. 17.11.2022 sayılı ilamında; "Dava; anonim şirket genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir... Dolayısıyla uyuşmazlık konusu olan davalı şirketin olağan genel kurul toplantısında alınan genel kurul kararının iptali için gerekli olan karara muhalefetini tutanağa geçirtme koşulunun somut olayda mevcut değildir. Bu itibarla mahkemece, anılan genel kurul kararının iptaline ilişkin talebin HMK'nın 115/2. maddesi gereğince özel dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken bu yöndeki talebin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır."
NOT : Anılan karar gündem maddelerinin görüşmeleri esnasında ve henüz oylamadan önce yapılan açıklamaların karara değil öneriye muhalefet niteliği taşıdığından bahisle TTK 446 bağlamında geçerli bir muhalefet şerhi sayılmayacağı hakkındadır.
KARAR 2 : T.C. YARGITAY 11. HD. E. 2020/2074 K. 2021/3208 ve T. 1.4.2021 tarihli ilamında; "Anılan karar aleyhinde davacılar tarafından olumsuz oy verilmişse de oylama sonrasında tutanağa geçirilen muhalefetleri bulunmadığı gibi, TTK 447. maddesinde genel kurul kararlarının butlan halleri düzenlenmiş olup, sayılan butlan hallerinin hiç birinin somut olayda bulunmadığı da açıktır... Kararın bozulması gerekmiştir."
NOT : Anılan karar toplantıya katılan pay sahibinin olumsuz oy vermesinin yeterli olmadığı, ilaveten TTK 446’da belirtildiği üzere muhalefet şerhini de oylamadan sonra sunması gerektiği hakkındadır.
KARAR 3 : T.C. YARGITAY 11. HD. E. 2020/537 K. 2020/5167 ve T. 18.11.2020 tarihli ilamında; "Olayda, davacı her bir gündem maddesinin oylanmasından sonra muhalif kaldığını belirttiğinden ayrıca toplantı sonunda da yeniden muhalefet şerhi yazması gerekmez. Bu durumda mahkemece usulüne uygun muhalefet şerhi bulunduğu kabul edilerek 1,3 ve 4 numaralı kararlar bakımından da uyuşmazlığın esası incelenmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir."
NOT : Anılan karar gündem maddelerinin oylanmasından sonra muhalefetini tutanağa geçirten pay sahibinin ilave olarak toplantı sonunda tekrar toplu bir muhalefet dilekçesi vermesinin gerekmediği hakkındadır.
KARAR 4 : T.C. YARGITAY 11. HD. E. 2017/506 K. 2018/6328 ve T. 15.10.2018 tarihli ilamında; "Dava, anonim şirket genel kurulda alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespiti, olmadığı taktirde iptali istemine ilişkindir... Bu durumda, genel kurul toplantı tutanağının ilgili maddelerinde de davacının muhalefet şerhini içeren dilekçesini dosyaya sunduğunun yazılı olması sebebiyle, anılan muhalefet şerhini içeren dilekçenin toplantının başında divana sunulup sunulmadığı ve peşin muhalefet sayılıp sayılmayacağı değerlendirilmeden yazılı gerekçelerle karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekir."
NOT : Anılan karar oylamadan önce divan başkanlığı'na sunulan gündem maddeleri hakkındaki muhalefet dilekçesinin geçerli bir oylamadan sonra sunulmadığı gerekçesiyle peşinen muhalefet olarak kabul edilmesi gerektiği hakkındadır.
Yukarıda yapılan açıklamaların tamamı toplantıya katılan ve olumsuz oy kullanan pay sahipleri için aranan dava şartı olup TTK 446/1-b de sayılı hallerde de pay sahibi toplantıya katılmasa veya katılıp olumsuz oy kullanmasa dahi çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu iddia ve ispat ettiği takdirde genel kurul kararını iptal ettirebilecektir. Burada ise dikkat edilmesi gereken nokta bu eksikliklerin anılan kararın alınmasına etki edebilmesi, bir diğer deyişle bu eksiklikler olmasa idi anılan kararın yine de alınıp alınamayacağıdır.
Av. Ahmet KARACA